31 Ekim 2014 Cuma

Kedi Cinsleri; Scottish Fold.



Kedilerin Baykuşu; Scottish Fold

   Scottish Fold ırkı, 1961'de İskoç bir çoban olan William Ross tarafından keşfedilmiş bir kedi ırkıdır. İlk önce bir ahırdayken bulduğu kırık kulaklı bir kediyi çok beğenip evine alan William, daha sonra bu kediyi British Shorthair ile çiftleştirip şimdiki Scottish Fold haline getirmiştir. 

   Avrupa'da hala farklı bir cins olarak kabul edilmeyen Scottish Fold'lar, ırklar arasında en sevilen ve en popüler olanlardan biridir. 

   Popülaritesinin başlıca sebeplerinden biri olan kulakları, 3 aşamalı olarak eğiktir.



1. dereceli olan kırık kulaklar (yani oğlumuz Sumi gibi) diğer Fold'lara göre daha dik ama diğer bütün kedilere görede daha küçük ve eğiktir.



2. dereceli olan kırık kulaklar ise en yaygın olan ve en bilinen kulak yapısıdır. Klasik olarak Scottish Fold diyince akla bu görüntü gelir.


3. dereceli olan kırık kulaklar ise kulakların kafaya tamamen yapışması görünümündedir. Bu şekilde olan kulaklarda tek sorun kulak kafaya çok yapıştığı için içeride kir birikmesi diğer kulak yapılarına göre daha fazla olabilir ve düzenli temizlenmezse ciddi sağlık sorunlarına sebep verebilir.



   Dış görünüşleri ve kulak yapıları dışında Scottish Fold'ların en bilinen özellikleri Buddha Oturuşu olarak bilinen oturuşlarıdır. 

sumi oğlan buddha oturuşuyla televizyon izlerken

    Ayrıca Scottish Fold'lar iki ayaklarının üzerinde kolaylıkla durabililer ve zaten genellikle de ilgilerini çeken birşey olduğunda hemen ayaklarının üzerine kalkıp etrafa bakınırlar.           

 


    Bunların dışında oğlumuz ailemize ilk katıldığında yabancı kaynaklardan araştırmıştık ve orada Scottish Fold'ların aynı köpekler gibi atılan top, sopa, oyuncak gibi nesneleri koşup, ağzına alıp getirmesinin çok sık rastlanan birşey olduğunu bu oyunu çok sevdiklerini okumuştuk. Birkaç kez önünde oyuncağını attık ama çok tepki vermedi 3. aylık civarına geldiğinde ise evde telefonla konuşurken daha uzakta oynasın, dibimde zil sesi yapmasın diye uzağa attığım oyuncağını koşarak gitti ağzına alıp yanına getirdi. Bende bu duruma şaşırıp tekrar attım, tekrar getirdi. Bu şekilde kendi kendine ilk kez böyle getirmece oyununu oynadık. Tabii sonra bizi bıktırana kadar 1, 1 buçuk saat boyunca hiç durmadan getirmece oynatmaya başladı ama biz bu durumdan çok şikayetçi değiliz çünkü en azından ağzına aldığı oyuncakları koltuğa ya da yatağa kadar getirip önümüze bırakıyor ve oturduğumuz yerden de onunla oyun oynayabiliyoruz. :)


   Yine bilinen özelliklerinden Scottish Fold'lar diğer kedilerin aksine, göbeklerini kaşıtmayı severler. Çok yüksek bir miyavlamaları yoktur, genellikle çok rahatsız edilip mıncıklanmadan miyavlamazlar bile.

   Oyun oynarken tırnaklarını çıkartmayı, karşı tarafı tırmalamayı, ısırmayı sevmezler. Çok kötü eğitilmiş ya da çığrından çıkana kadar taciz edilmiş olmadıkları sürece saldırgan değildirler. 

   Çok fazla tüyleri olmasına rağmen, tüy bakımı iyi yapıldığı sürece çok az tüy dökerler. Gayet akıllı sevimli kedilerdir. Yine de her kedi gibi kendi işine gelmeyen hiçbirşeyi anlamazlar daha doğrusu anlamamazlıktan gelirler. :)

   Scottish Fold'lar için dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da çiftleştirileceği zaman yine bir Scottish Fold eş tercih edilmemelidir. Scottish Fold'lar sadece British Shorthair kedilerle çiftleştirilir.

   Scottish Fold'ların bir sürü farklı rengi vardır, tabby, blue, silver, blue point, red, red point, marble, whiskas, chocolade v.s.


   Siz ne düşünüyorsunuz bu baykuş görünümlü, pofidik kediler hakkında? Siz de kendi Scottish Fold'larınızla olan hikayelerinizi ya da Scottish Fold sahiplenmeyi düşünüyorsanız sizi en çok neyi cezbettiğini yazmayı unutmayın!

   Yumuş yumuş, tüylü günler hepinize! :)






Kedi Maması İçerikleri


Kedi Mamalarının İçerikleri ve Kedimiz Üzerindeki Etkileri

  Buğday Unu (Wheat Flour): Buğday kedi ve köpeklerdeki yiyecek alerjisinin en temel sebebidir. Hayvanlarımızda bir besin değeri olmayıp, kontrolsüz kilo almalarına sebep verir.


   Mısır ve Mısır Gluteni (Corn, Ground Yellow Corn, Corn Gluten Meal): Mısır artık dünyanın her yerinde neredeyse tamamen GDO'lu. Hayvanlarda ise şeker dengesizliği ve alerjinin başlıca sebebi. Bu ürünler mamalarda dolgu olarak sadece mamayı şişirme amaçlı kullanılır ve hayvanlarımız için kesinlikle kolaylıkla sindirilebilir bir ürün değil.


   Mısır Yağı (TBHQ ile korunmuş) (Corn Oil preserved with TBHQ): TBHQ, petrol türevli bütan içerir. Bu mısır yağı ciddi anlamda kanserojen olabilir. Büyük ihtimalle GDO'lu mısırdan üretilir.


   Soya Unu (Soy Flour): Dolgu olarak kullanılan ucuz bir madde olarak bilinir. Çok ciddi alerjilere sebep verir. Mamaların içerisinde genellikle fabrikalarda kullanılmış, atık, yere dökülen kısımları kullanılır.


   Sığır Unu, Kemik Unu, Et Unu (Beef Meal, Bone Meal): İnsan kullanımına uygun olmayan hayvan parçalarından, hayvanın kaliteli etleri tamamen çıkarıldıktan sonra geriye kalan kemikler, organlar, artıklar v.s.'den üretilir. Mamaların protein yüzdesini arttırmak için kullanılan ucuz bir üründür. Belirtilmemiş olduğunda tavuktan ya da ölü atlardan da üretilmiş de olabilir. Yollarda ölmüş hayvanlar, atık hayvanlar, hastalıklı hayvanlar olabilir. 


   Et ve Yan Ürünleri, Et ve Türevleri (Meat by-products): İnsan tüketimi için uygun olmayan, kalitesiz et parçalarıdır. Bunlar kemik olabilir, hayvan kanı, bağırsağı, akciğeri, bağ dokuları, kafaları, toynakları, tüyleri, derilerini içerebilir. Yine hasta, ölmek üzere, ölmüş, yolda ezilmiş hayvanlardan elde edilir. Hertürlü hayvan dahil edilebilir örneğin keçi, sıçan, domuz, at v.s. Ayrıca İrinli, kanserli dokular, çürümüş etler de dahil edilir.


   Sığır İç Yağı, Hayvan Yağı (Beef Tallow, Animal Fat): Yağ kaynağı olarak kullanılır. Daha sağlıklı ve kaliteli olan tavuk yağı ya da insan kullanımına uygun bitkisel yağlar yerine kullanılır. Ayrıca hayvan yağı yazıyorsa hangi hayvandan geldiği belli değildir.


   Hayvan Yan Ürünleri, Hayvan Eti ve Türevleri (Animal by-products): Hertürlü hayvan kullanılabilir. Hastalıklı, ölü, barınaklarda ötenazi ile öldürülmüş, yollarda ölmüş v.s. hayvanlar kullanılabilir.


   Sakatat (Animal Digest): Tat verici madde olarak kullanılır. Kaynağı belli olmayan hayvanlardan alınan belirsiz parçaların pişirilerek yoğun bir hale getirilir. Mamaların üzerine serpilerek, sıkılarak ya da direk eklenerek kullanılır. Pişirilmiş halin üstünde kalan yağlar yağ kaynağı olarak mamaya eklenir. Kalanı kurutularak et unu, hayvan unu olarak mamalara eklenilir. Kalite kontrol olmadığı için her türlü hayvandan elde edilebilir bir üründür.


   Hayvan Kanı, Hayvan Plazması, Kan Unu, Kurutulmuş Kan (Animal Plasma, Animal Blood, Dried Blood, Blood Meal): Kesimhane atıklarıdır. Nadir olarak tür belirtilerek yazılır (tavuk kanı, sığır kanı..) Gübre olarak da kullanılabilen bu karışımın protein oranı yüksek olsa da ucuz  bir atık üründür ve yine pek çok kötü durumdaki hayvandan elde edilebilir.


   Bira Mayası Özü (Brewers Yeast Extract): Bira üretimi sürecinden arta kalan atık üründür. Karaciğer için zehirli olabilir.


   Bira Mayası (Brewers Yeast): Tatlandırma, protein ve B vitamini için kullanılır. Atık maddedir. Karaciğer için zehirli olabilir.


   Maya, Maya Kültürü (Yeast Culture): Tatlandırıcı ve protein kaynağı olarak kullanılır. Karaciğer için zehirli olabilir.


   Propilen Glikol (Propylene Glycol): Katkı maddesidir. Hidrolik sıvıları çözmek için kullanılır. Büyük miktarda kullanımı zehirlidir. Avrupa ülkelerinde katkı maddesi olarak kullanımı yasaklanmıştır.


   TBHQ, Bütilhidrokuinon (Tert-Butylhydroquinone): Bu koruyucu madde bozulmayı önler. Bazen BHA, BHT gibi koruyucu maddelerle birlikte kullanılır. Daha önceki araştırmalarda bu maddenin fareler üzerinde tümör oluşumunu arttırdığı gözlenmiştir.


   BHA, BHT ve Ethoxyquin: Koruyucu madde olarak kullanılır. Bir çok ülkede kullanımı yasaklanmıştır. Yapılan deneylerde çok ciddi kanserojen etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Ethoxyquin aynı zamanda meyveler için böcek ilacı olarak da kullanılır. Troid, böbrek, üreme, bağışıklıkla ilgili hastalıklara sebep olduğu gibi kanser de yapabilir.


   Hidroklorik Asit: Nadir olarak kedi ve köpek mamalarında kullanılır. Çok ciddi hastalıklara sebep verebilir.


   Menadion Sodyum Bisülfat: K vitamininin sentetik versiyonudur. Uzun süreli kullanımı onaylanmamıştır. Hayvanlarda pek çok hastalığa sebep verebilir.


   Pancar Posası (Beet Blup): Saf şekerden oluşan dolgu maddesi. Hiperaktivite, kontrolsüz kilo alımına sebep olabilir.


   Pancar (Beet): Pancar posasına oranla daha besleyicidir. Yine de diyabet, kilo artışı, hiperaktiviteye sebep olabilir.


   Benzoik Asit: Gıda katkı maddesi olarak kullanılır. Gıdalarda küf, maya ve bazı bakterilerin büyümesini önler. Benzoik asit aynı zamanda plastik endüstrisinde, reçine kaplamada kullanılır. Pek çok gıda ürününde de kullanıldığı bilinir. Hiperaktivite ve nadir olarak astıma sebep olabilir. 


   Kalsiyum Karbonat: Yaygın bir kalsiyum takviyesidir ayrıca antiasit ilaç olarak da kullanılabilir. Günlük tüketimi tehlikeli olabilir. 


   Kalsiyum Klorür: Kalsiyum kaynağı olarak da kullanılabilir ama kolik'e, kalp sorunlarına neden olabilir.


   Kalsiyum Hidroksit: Aslında "Sönmüş kireç" 'tir. Ulusal Sağlık Enstütülerine göre toksik olarak kabul edilir. Gıda katkı maddesidir.


   Kanola Yağı (Canola Oil): Kanola yağının ABD ve Kanada'da bebek mamalarında kullanımı yasaklanmıştır. Japonya'da yapılan bir araştırmaya göre kanola yağının organlarda hipertansiyon ilişkili bozulmalara sebebiyet verebileceği ve bu nedenle ömrü kısaltabileceği görülmüştür.


   Selüloz veya Toz Selüloz (Cellulose, Powdered Cellulose): Tamamen dolgu maddesidir.


   Kolin Klorür (Choline Chloride): Kusma, ishal gibi yan etkilere sebebiyet verebilir.


   Bakır Sülfat (Copper Sulphate): Yiyeceklerde ve gübrelerde kullanılır. Bakır yutmuş kedi ve köpeklerde dehidrasyon, kusma, ciddi ağrılar görülmüştür. Bazı köpek türleri bakıra genetik olarak ciddi alerjik reaksiyonlar gösterebilir.


   Kurutulmuş Yumurta, Yumurta Ürünleri (Egg Product): Yumurta sanayisinin atık ürünleridir. Kabuk içerir.


   Balık Unu (Fish Meal): Protein ve yağ asidi kaynağı olarak eklenir ancak içeriğinde cıva bulunması muhtemeldir. Özellikle somon ve alabalık çeşitlerine dikkat etmek gerekir çünkü içeriğinde ciddi miktarda cıva bulundurabilirler.


   Şerbetçiotu (Hops): Bira yapımında kullanılan ve köpekler için çok ciddi zararları olan bir maddedir.


   İyotlu Tuz (Iodized Salt): Kokmuş yağları ve etleri kapatmakta kullanılır. Kedilerde çok su tüketimine sebep olur. Böbrek yetersizliğine sebep olabilir.





   Burada açıklanan malzemeler hayvan mamalarında sıklıkla kullanan malzemelerdir. Bu malzemeleri kullanan mamalar sizin hayvanınızı öldürür, hasta eder, mahveder anlamına gelmez. Sadece hayvanlarınıza yedirdiğiniz mamaların içeriğini daha rahatlıkla okuyabilmeniz için hazırlanmış minik bir rehberdir. Yabancı kaynaklardan araştırdıklarım, internet üzerinden maddelerin kullanım alanlarına baktığım bilgiler sonucunda oluşturulmuştur. 

   Eksik yada yanlış bir bilgim varsa lütfen bildirmekten çekinmeyin. Bunun dışında merak ettiğiniz ve araştırmamı istediğiniz bir madde, herhangi bir içerik olursa lütfen yorumlarda belirtiniz. 


   Hepinize canlarımız, birtanelerimiz, kedilerimiz veya köpeklerimizle uzun, sağlıklı, mutlu günler dilerim. :)



Açık Mama. Ucuz ama Sağlıklı mı?



    Merhaba kedi ebeveynleri, yine mamalarla ilgili bir yazıyla karşınızdayım. Bu sefer ki konumuz pek çok pet shopta bulabileceğimiz ve fiyatı açısından da çok uygun olan açık mamalar.

   Mamaların kaliteli markalarını açık olarak alıyoruz ama açık mamaların bu kadar ucuz olmasının sebebi ne olabilir? 

   Açıkçası mamaların aslında bu kadar ucuz olmasının asıl sebebi daha ucuza 10 kiloluk yada o civarda bir mama alınıp daha sonra onun içinden kilo kilo satılıyor. Ancak malesef her petshop bununla yetinmeyip içine tarihi geçmiş mama karıştırabiliyor. Bu da hayvanlarımızda sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

   Bunların dışında açık satılan mamalarda -ki bu bizzat benim başıma geldi- petshop sahibinin herhangi bir art niyeti olmaksızın, mamalar açıkta durduğu için bayatlama, kokusu uçma gibi durumlar söz konusu olabiliyor.

   Biz ilk başta fiyatını uygun bulduğumuz çok da güvendiğimiz bir petshoptan düzenli olarak Royal Canin mama alıyorduk. Oğlumuz Sumi'de tadına bayıla bayıla yedi. Hemen akabinde ise kusma, ishal gibi belirtiler başladı ve biz hemen mamasını değiştirdik. Proplan'ın Kitten mamasına geçtik ve hemen toparladı kakasını. 

   İnternetten daha sonra bayat mama nasıl olur araştırdık ve bayat mamanın çok belli olmamakla normal taze mamadan daha fazla yağlı olduğunu, elde yağ bıraktığını ve zaten hayvanlarında bayat mamayı bu yüzden daha fazla sevdiğini öğrendik. Sizde buna dikkat ederek alabilirsiniz mamalarınızı.


   Özetle açık mamanın en büyük tehlikeleri; kötü niyetli petshopların bayat, tarihi geçmiş mamaları karıştırarak satması, açıkta duran mamaların bayatlaması, kokularının geçmesi. Bu nedenle mamalarımızı açık alırken iki kez düşünüp, güvendiğiniz bir petshoptan almanız gerektiğini düşünüyorum.

   Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? Açık mama alıp ciddi bir sorun yaşayanınız var mı? Yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim. Mutlu, mırıltılı, tüylü günler hepinize.




30 Ekim 2014 Perşembe

Kediler için kaliteli kuru mama?



   Bütün kedi ebeveynlerinin aklındaki en büyük soru bellidir. "Kedime hangi kuru mamayı alsam?"

   Türkiye'de bu konuda yeterli kaynak olmadığı için, gerek petshoplarımız, gerek veterinerlerimiz olmak üzere, bu konuda yazı yazma ihtiyacı duydum. Genellikle petshoplar elinde olan mamaları, veterinerlerimiz de anlaşmalı olduğu mama markalarını tercih ediyor malesef ancak kedilerimiz için mama çok önemli. Nasıl ki minik minik çocuklara olabildiğince hormonsuz, kaliteli, doğal yiyecek yedirmek önemliyse hayvancıklarımız içinde bir o kadar önemli bu mevzuu. 


   Bizde oğlumuz Sumi'ye bir süredir Proplan yediriyorduk, ondan önce ise Royal Canin. Proplan mamadan açıkçası çok rahatsız değiliz. Ancak son zamanlarda kakasının kokusunun iyice ağırlaşmasıyla ve gözlerinde sürekli akıntı olmasıyla, başka mama arayışına girdik.


   Yabancı kaynaklardan pek çok araştırma yaptığımda, özellikle yurtdışı kullanıcı yorumları ve uzmanların tavsiyeleri sonucunda ideal bir kedi mamasının nasıl olması gerektiğine baktım ve bunlarla Türkiye'de en çok satan, bilinen mamaların içeriğini karşılaştırdığımda pek memnun kalmadım.


  ♥ Öncelikle ideal bir kuru mamanın içeriğindeki et sağlıklı olmalı ama malesef ki pek çok firma et olarak, hasta, ölmüş, ölmek üzere, yolda ezilmiş, engelli hayvanları ve kasaplarda tarihi geçmiş atılması gereken etleri mamalara katıyor. Bunun uzun süreli kullanımlarda kedilerimize zararı gerçekten büyük. Bu yüzden ideal bir mamanın arkasındaki içerik kısmına baktığımızda içinde; et ve et ürünleri, et yan ürünleri, et ve türevleri, tavuk ve türevleri v.s. yazıyorsa anlayın ki içeriğinde bu tarz kötü etler kullanılıyor mamanın. Özellikle mamanızın içeriğinin İngilizce yazımına bakarsanız çok daha rahat bir şekilde anlayabilirsiniz çünkü Türkçe'ye çok anlaşılmayacak şekilde özellikle çeviriler yapılmış. İngilizce olarak da; meat by-product, animal by-products, animal digest, animal fat, animal plasma, feather, feather meal, beef tallow, chicken meal v.s. yazıyor olabilir.

  ♥ Ayrıca bazı firmalar et kullanmak yerine et unu, tavuk unu, balık unu v.s. kullanıyor ki bu mamanın içinde neredeyse hiç et olmadığı, bu kalitesiz etlerin kurutularak un yapılıp sadece bu yan ürünün konduğu anlamına geliyor. Bu nedenle buna da dikkat etmek lazım.


  ♥ İkinci olarak tahıl ürünleri. Kedilerin en çok alerjik reaksiyon gösterdiği maddeler tahıllar. Ayrıca normalde kedilerin beslenme diyetlerinde tahıl olmadığı için kedilerimizi şişmanlatan ve sağlıklarını ciddi şekilde tehlikeye atan ürünler tahıllar. Bu nedenle bir kedinin mamasında; buğday, buğday unu, mısır, mısır unu, mısır gluteni unu, buğday gluteni unu, mısır yağı, soya küspesi, soya unu, bira mayası, pirinç, her türlü maya olmamalı. İngilizce olarak baktığınızda ise; wheat flour, wheat, yellow corn, corn, corn gluten meal, soybean meal, soy flour, brewers rice, rice v.s. görebilirsiniz kalitesiz içerikli bir mamada.


   Kedimize mama seçerken en çok dikkat etmemiz gerekenler bunlar. Bunun dışındaki mamalarda kullanılan içerikleride ileriki yazılarımın birinde yazacağım. 


   Kedilerimiz mamalarını seçerken içeriğini okuyamıyor, kendileri için en iyi olanı seçemiyorlar. Bu nedenle bizim onlar için araştırıp, onlar için en iyisini bulmamız gerekiyor. Nasıl ki hastalıktan ölmüş bir hayvanı getirip kedinizin önüne yemesi için koymazsanız, mama firmalarının da bunları kedilerimizin yemeklerine koymasına izin vermeyelim. Zaten her kedi ebeveyni, kedisi için en iyisini en güzelini ister.


   Bütün bunları bildikten sonra anlıyoruz ki Türkiye'de kaliteli, pahalı mama diye satılan pek çok mama aslında kedilerimizi içten içe hasta ediyor malesef ki. Tabii bu mamaları uzun süreli kullanıp "Benim kedime hiçbirşey olmadı, çok sevdi yedi hiçte hasta olmadı." diyenlerimiz elbette olacaktır. Buda çok normal. Nasıl ki hayatı boyunca GDO'lu,  hormonlu, içeriği belli olmayan hamburgerleri, bilmemneleri tüketen her insan bu sebeple hasta olup hayatını yitirmiyorsa, kedilerimiz de de bu olabilir ama önemli olan bu riski göze almamak diye düşünüyorum.


   Bizimle belki mutlu birkaç yıl daha geçirebilecek kedilerimizi, can dostlarımızı daha uzun ve sağlıklı yaşatmak için birazcık araştırma yapmayı çok görmeyelim. Satın almayı düşündüğümüz markaların içeriklerini okuyalım, gerekirse internetten araştıralım. 


   Bütün bunların dışında tek bir sorunumuz kalıyor, o da bütçemize uygun bir mama bulmak. Malesef ülkemizde satılan sağlıklı mamaların bir çoğu gerçekten pahalı. Ucuz olan mamalarınsa içeriği belli. Bu nedenle umarım en yakın zamanda bizlerin sesini duyan yerli bir mama firması, uygun fiyatlı ve içeriği sağlıklı, tahılsız bir mamayı piyasaya sürer. Aksi taktirde yabancı kaynaklı firmaların son derece pahalı mamalarını almak durumunda kalıyoruz.


   Şimdilik bu kadar kediseverler. Yumuşacık günler size.